ADLİ TATİL DÖNEMİNDE YARGI

Adli tatil, tüm yargı mensuplarının doğal hâkim ilkesi gereği dinlenmeleri için tabi oldukları kanunlar kapsamında belirlenen süreler içinde toplu izin kullanımı olarak tanımlanabilir. Adli tatilde bir takım yargı işleri devam ederken, bir takım yargı işleri ise duraklar. Mahkemeler bu dönemde adli tatil sebebiyle kanunda belirtilen işler haricindeki işlemleri yapmazlar.

Adli tatil 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtildiği üzere her yıl yirmi temmuzda başlar, otuz bir ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir eylülde başlar. Yani her yıl olduğu gibi bu sene de 20 Temmuz 2023 tarihi ile 31 Ağustos 2023 tarihleri arasında tatile giren mahkemeler yeni adli yıla 1 Eylül 2023 tarihinde başlayacaktır.

Hukuk davaları açısından adli tatilde görülebilecek davalar HMK m. 103’te düzenlenmiştir. Buna göre;

(1) Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:

a) İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma, deniz raporlarının alınması ve dispeçci atanması talepleri ile bunlara karşı yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi.

b) Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, Velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler.

c) Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları.

ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.

d) Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal işleri.

e) İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin işler ve davalar.

f) Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler.

g) Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.

ğ) Çekişmesiz yargı işleri.

h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler

(2) Tarafların anlaşması hâlinde veya dava bir tarafın yokluğunda görülmekte ise hazır olan tarafın talebi üzerine, yukarıdaki iş ve davalara bakılması, adli tatilden sonraya bırakılabilir.

(3) Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a gönderilmesi işlemleri de yapılır

(4) Bu madde hükümleri, bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.

İcra ve İflas Kanunu m.18’de icra mahkemelerince görülecek işlerin ivedi işlerden olduğu belirtilmiştir. Bu sebeple icra mahkemelerince görülecek dava ve işler adli tatilde de görülmeye devam edilecektir.

Sayılanlardan biri içerisinde yer almayan bir dava ve işin görülmesi, bu kapsamda duruşma yapılması veya hüküm verilmesi bozma nedeni teşkil etmektedir. Adli tatilde görülebilecek iş ve davalardan sayılmayan, dolayısıyla adli tatile tabi olan, diğer ifadeyle adli tatilde süreleri

duran dava ve işlerde verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin alınması işlemleri gerçekleştirilebilecektir. Bunun yanında adli tatilde ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye gönderilmesi, bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay’a gönderilmesi işlemlerinin de yapılması mümkündür.

Hukuk davalarındaki süreler ise HMK m. 104’te düzenlenmiştir;

(1)Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.

Adli tatilde öngörülen sürelerin uzaması usul hukukuna ilişkin olup diğer kanunlarda öngörülen zamanaşımı ve diğer sürelerin adli tatile denk gelmesi halinde sürelerin uzaması söz konusu değildir. Bu nedenle adli tatil dönemine denk gelen zamanaşımı sürelerine dikkat edilerek davanın açılması önem arz etmektedir.

Ceza davaları açısından adli tatil döneminde görülebilecek davalar ve süreler ise CMK m.331’de düzenlenmiştir;

(1) Ceza işlerini gören makam ve mahkemeler her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar çalışmaya ara verirler.

(2) Soruşturma ile tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaların ve ivedi sayılacak diğer hususların tatil süresi içinde ne suretle yerine getirileceği, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.

(3) Tatil süresince bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay, yalnız tutuklu hükümlere ilişkin veya Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu gereğince görülen işlerin incelemelerini yapar.

(4) Adlî tatile rastlayan süreler işlemez. Bu süreler tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılır.

İdare ve vergi mahkemeleri açısından ise İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 61. maddesine göre, yargı çevresine dahil olduğu bölge idare mahkemesinin bulunduğu il merkezi dışında kalan ve sadece bir idare veya bir vergi mahkemesi bulunan yerlerdeki idari yargı mercileri çalışmaya ara vermemektedir. 

Buna göre vergi mahkemesi istinaf mercii olan bölge idare mahkemesiyle aynı ildeyse çalışmaya ara verir, farklı ilde ise çalışmaya ara vermez. Hak kayıplarının önlenmesi açısından bu konuya dikkat edilmesinde yarar vardır. 

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 8. maddesine göre bu Kanun’daki sürelerin son gününün adli tatile rastlaması halinde süre, adli tatilin sona erdiği günü izleyen günden itibaren yedi gün uzamaktadır. Buna göre, adli tatil kapsamına giren tüm dilekçelerin en geç̧ 7 Eylül mesai bitimine kadar Mahkemeye sunulması gerekmektedir. 

Adli tatilde inşası veya hukuksal sonuç̧ doğurması için başka bir merciinin karar veya katılımı gerekmeyen islerde, avukatlar tek yönlü iradeleri ile birçok işi yapabilirler. Bu isleri yapabilmek için adli tatilin sona ermesini beklemek zorunda değildirler. Bu işlemleri veya talepleri adli tatil sonrasında karara bağlanacak olsa dahi, taleplerini adli tatil süresi içinde iletebilirler. Bu bağlamda delil irat ve ikamesi, bilirkişi raporuna itiraz, adli tatil sonrası duruşma yapılmasına ilişkin talep, kanun yoluna başvuru dilekçesi verebilirler. Adli tatil bu gibi işlemlerin yapılması için avukatların ve tarafların sürelerini kısaltmaz aksine uzatır. Yine adli tatilde yapılan tebligat geçerlidir. Ancak süre adli tatilin bitmesinden sonra işlemeye başlar.

Görüldüğü gibi adli tatil süresince kural olarak tüm yargı mercileri çalışmaya ara verir. Ancak usul kanunlarında sayma yoluyla belirlenen sınırlı işi görmeye devam ederler. Bu işler nöbetçi olarak bırakılan daire, mahkeme veya hâkimler tarafından yerine getirilmektedir. 

Mevcut sistemde adli tatil döneminde izne ayrılmayan yargı mensupları, adli tatil döneminde nöbetçi olarak mahkemelerde görev yapmaktadırlar. Ancak görevinin başında olmasına rağmen, iş görme yasağı sebebiyle yargılama yapamamakta ve sadece kanunlarda sınırlı olarak sayılan az sayıda işi ve işlemi yapabilmektedirler. 

Adli tatil döneminde kanunlarda öngörülen değişik zorunluluklar gereği sadece bazı işler acil olarak görülmektedir. Kanunların öngördüğü zorunlu işler ise adli tatil süresince nöbetçi olarak görev yapan yargı mensuplarınca yerine getirilmektedir. Adli tatil sürecinde görülmeye devam eden dava ve işlerin sayısı az olmamakla birlikte süreler açısından ise yargı kollarınca farklılıklar vardır. Bu farklılıklar vatandaşların hak kaybına uğramasına sebep olmaktadır. Sürelerdeki bu farklılıkların giderilmesi hem yargı hem de vatandaşlar açısından iyileştirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Yorum Yap