DEPREMZEDELERİN MADDİ – MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Ülkemizde 06 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen deprem, müteahhitlerin, müteahhit firmalarının, gerek yapı denetiminden sorumlu kişilerin gerekse idarenin ilgili birimlerinde çalışan kişilerin eksiklikleri ve yanlışlıkları, vatandaşlarımız için maddi ve manevi olarak ciddi anlamda zarara ve yıkıma sebep olmuştur. Meydana gelen zararların sebepleri, depremden ziyade ilgili uygulayıcıların yanlışlarından kaynaklanmaktadır. Bu husus neticesinde depremde maddi ve manevi olarak zarara uğramış olan vatandaşlarımızın, acılarını bir nebzede olsa dindirmek için, özel kişilere ve idareye karşı başvuracağı yasal yollar mevcuttur. Vatandaşlarımızın, zararlarını karşılamak için başlatacağı hukuk mücadelesinde dikkat etmesi gereken bir takım noktalar vardır. 

Zararın İspatı 

Taşınır veya taşınmaz mallarda zararlarının karşılanabilmesi için davaya delil olarak sunulması amacıyla malların bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemesine yapacakları başvuru ile delil tespiti yaptırmaları gerekmektedir. Bu delil tespitinde zarar görmüş malın son hali ve zararın miktarının belirlenmesini talep etmelidir. 

İlgili başvuruyu, malı zarar görmüş kişi veya zarara uğrayan kişi hayatta değil ise mirasçılarından birinin yapacağı başvuru ile delil tespitinin yapılması mümkündür. 

Mahkemeye başvurunun yanında mücbir bir sebepten dolayı mahkemeye başvuru yapılamıyorsa zarara uğrayan kişi, Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayı-
sıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair 7269 sayılı yasanın
13/a maddesi ile yetkili kurum ve kuruluşlara yapacakları başvuru ile de açacakları tazminat davasına delil oluşturabilirler. 

Tazminat Davasında Dikkat Edilecek Hususlar

Söz konusu malın deprem sebebiyle zarar görmüş olması, binanın imar kurallarına, bilime aykırı nitelikte yapılmış olması dikkat edilecek hususlardır. Binanın ilgili mevzuatlara aykırı şekilde yapılmasında sorumlu olan kişiler kimler ise zararın karşılanmasında sorumlu olacaklardır. Ayrıca binanın temel unsurlarına zarar vermiş, taşınmazı kullanan kişilerde, zararın doğmasına sebep vermiş ise bu kişilerde zararın karşılanmasında sorumlu olacaktır. 

Yıkılan binalarda, ölüm veya yaralanma meydana gelmiş ise bu duruma sebep idarenin, kişilerin kurtarılmasında zamanında, vaziyetin gerektirdiği teknik ve bilimsel kurallarda eksiklik müdahale ise, idarenin de zararların karşılanmasında sorumluluğu olacaktır. Elbette ki bu zararlardan ilgili kişi ve kurumların sorumlu tutulabilmesi için ispat şartının yerine getirilmesi gerekecektir. 

Zarar Gören Eğer Kiracıysa 

Depremden kaynaklı olarak zarar gören yapı yıkılmış veya yıkılmadıysa hasarlı hale gelmiş ise, kiracı, kiraya verene karşı zararların karşılanması amacıyla tazminat davası açabilecektir. Kiraya verenin, binanın zarar görmesinde her hangi bir kusuru bulunmuyor ise zararın tazmin edilmesinden kurtulacaktır. Ancak bina yıkılmadıysa, hasarlı durumdaysa kiracı kiraya verenden taşınmazın onarımının yapılmasını, ayıbın giderilmesinden sorumlu olacaktır. Kiraya verenin yani ev sahibinin kusuru bulunmuyorsa tazminat ödemeyebilir ama onarım yükümlülüğünden kurtulamaz.

Zarar Gören Taşınmazın Sahibiyse

Zarar gören kişi taşınmazın sahibiyse, satış sözleşmesine veya eser sözleşmesine bağlı olarak yükleniciyi zararın karşılanması konusunda dava edebilir. Yapı onarılabilir durumda ise zarara uğrayan kişi taşınmazın bedelinde indirim veya taşınmazın onarımını yükleniciden isteyebilecektir. Yüklenici, zararları gidermekten ve onarma hükümlülüğünden kusursuzda olsa sorumlu olacaktır. 

Anlaşılacağı üzere depremde zarara uğrayan vatandaşlarımızın, zararlarını karşılamak için başvuracağı yasal yollar mevcuttur. Umarım tekrarını yaşamayacağımız, herkesin kendine düşen payı oranında ders çıkardığımız son acımız olur.

Yorum Yap