Stajyer avukat Onur Özkan ilə müsahibə

Müsahibəni götürdü : Fidan Namazova İyul 15, 2021 | Baxılıb: 378

Red.:Merhaba ,röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz!
O.Ö.:Öncelikle ben teşekkür ederim . Hukuk camiası için başlatmış olduğunuz yayın hayatınızı kutlar tebrik ederim. Sizlerde biliyorsunuz ki insana dair bir alan çalışma yapmaktayız ve bu disiplinin gelişim gösterebilmesinde, sizler gibi yayın yapmakta olan kurumların varlığı çok önemli. Hukuka dair bir mesleği icra edenlerin görüşlerini, düşüncelerini ifade edebileceği bir yapı, bu alanın zenginleşmesine sebep olacaktır. Ayrıca değişen yaşam koşullarına uyum sağlanmasında destekleyici ve yenilikçi bir bakış sağlamaktadır. Bu bağlamda vermiş olduğunuz emek için INJURIA ailesini tebrik ederim.

Red.:Lütfen kendinizden ve eğitiminizden bahsedin.
O.Ö.:2020 yılında Mersin Çağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum. Aynı zamanda Anadolu Üniversite Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü öğrencisiyim. Sivil Toplum Kuruluşlarının , toplum içerisinde daha aktif rol almasını düşündüğüm için Türkiye Gönüllülük Federasyonu bünyesinde ortak çalışmalar yürüten Uluslararası Akdeniz Gönüllülük Derneği kurucu üyesiyim. Şuanda da Mersin Barosuna kayıtlı olarak avukatlık staj dönemimi tamamlamak üzereyim. Türkiye’de Hukuk Fakültelerinde verilen eğitimde, icra edilecek mesleğin pratiklerine dair her hangi bir eğitim verilmemesinin eksiklik olduğunu düşündüğüm için ikinci ve üçüncü sınıfın yaz aylarında 1-2 ay gibi süre farklı avukatlık ofislerinde çalıştım. Bu çalışma sürecinde dosya okumaları, bir avukatlık ofisinin işleyiş tarzı, avukatların çalışma şekillerini gözlemleme ve icra etmek istediğim mesleğin pratiklerine dair bilgi ve fikir sahibi olmama katkısı oldu. Elbette Türkiye’de üniversiteden mezun olduktan sonra avukatlık veya hakimlik, savcılık mesleğini icra etmek isteyenler için hazırlanmış bir staj dönemi mevcut ancak bu mesleklere dair pratikleri, üniversite okuyorken görmenin kazanımları bence daha farklı. Okuldan mezun olduktan sonra ne yapacağım, nasıl olacak tarzında kaygıları bir nebze olsun gidermekte ve hukukun yargıdaki uygulanma tarzını önceden görme, değerlendirme fırsatı vermekte. Ayrıca hukuk mesleklerine dair resmi staj dönemlerinin daha verimli geçmesine katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Red.:Şu anda hangi hukuk alanında çalışıyorsunuz?
O.Ö.:Mersin Barosuna kayıtlı olarak staj dönemimi tamamlamak üzere olduğum şu zamanda Av. Sahra Düzgün Tucel’le birlikte SAHRA Hukuk ve Avukatlık Danışmalık Ofisinde daha çok Aile Hukuku alanında çalışmakta olup aynı zaman Ticaret Hukuku ve Ceza Hukuk alanında da faaliyet göstermekteyiz.

Red.:Türkiye’de avukatlık nedir ve güncel sorunları nelerdir?
O.Ö.:Öncelikle şunu ifade etmem gerekir ki avukatlık mesleğini ve mesleğe dair sorunları avukatlığa yıllarını vermiş üstatlarım, meslek büyüklerim daha doğru ve gerçekçi bir değerlendirmede bulunabilir. Ancak avukatlığa yeni başlamış ve bu mesleğin gelecek nesli olarak, mesleğe dair düşüncelerimi ifade edebilirim.
Şuan için avukat olarak 10 yıl ve üzeri meslek hayatında faaliyet gösteren üstatlarımın, mesleğe başladığı zamanlardaki yıllara göre çok farklı bir noktadayız. Gençleşmiş, sayısı oldukça artmış, bunun yanında mesleki niteliği yeterliliği daha çok tartışma konusu olan bir durum içerisinde olduğumuzu düşünmekteyim. Bunların yanında mesleğin geleceğine dair ve avukatlık mesleğini nasıl icra edeceği konusunda ciddi kaygıları olan genç meslektaşlarımız var. Avukatlık Kanununa baktığımızda, Türkiye’de avukatlık bir kamu hizmeti aynı zamanda serbest bir meslektir. Serbest bir meslek olup bunun yanında kamu hizmetini icra ederken resmi ve özel kişiler nezdinde, yargı organlarında, kurul ve kurumlarda hukuk kurallarının tam ve doğru uygulanmasını sağlamakla görevlidir. Meslek büyüklerimden bu mesleğe dair en çok vurgulanan konu ve Avukatlık Kanununda da yer alan: Avukatın yargının kurucu unsuru olmasıdır. Avukatsız bir yargı düzenin olamayacağıdır. Avukatlık mesleğin belirli bir başlangıç tarihi yoktur ve antik Yunan zamanına kadar dayanan bir meslektir. O zamanda toplumun saygın ve güvenilir insanları bu mesleğin icrasında görev alırlarmış. Anlaşılacağı üzere insan ilişkilerinden doğan sorunların çözümlenmesinde aktif rol alması gereken ve insanların hayatlarına dokunan bir mesleği icra etmekteyiz.
Türkiye’deki mevcut hayat şartları avukatlık mesleğini icra edenlerde veya etmek isteyenlerde, öncelikli olarak ekonomik kaygılar barındırmakta. Bunun yanında üniversitelerde verilen eğitimin niteliği meslek büyüklerince sorgulanmakta ya da o eğitimi alan gençlerin mesleğe yaklaşımı sorgulanmakta. Hem mesleğe yönelik verilen eğitimin niteliği hem de ekonomik kaygılar avukatlık için öncelikli ve temel sorunlarımız kanaatimce.

Red.:Bu sorunların çözümünü nede görüyorsunuz?
O.Ö.:Şunu unutmamak gerekir ki her hangi bir mesleğin icrasında ekonomik kaygılar giderilmediği sürece ve şartları iyileştirilmediği müddetçe, niteliğine uygun şekilde yapılması mümkün olmayacaktır. Çünkü insanların geçim kaygısı ne yazık ki mesleğin etik kurallarına uygun yapılmasının önüne geçecektir. Aynı zamanda hukuk fakültelerinde verilecek eğitiminin niteliğinin artması da mesleğin ve hukuk kuralların doğru uygulanmasına katkısı olacaktır.
Mesleki sorunların çözümlenmesinde birçok yöntem uygulanabilir. Ancak kanaatimce burada önemli olan bir tek şey var, kanun uygulayıcı ve yapıcı erkin sorunların çözümünde samimi ve gerçekçi olması ve mesleki örgütlenmenin bu sorunların çözümünde aktif rol alması. Örneğin TBMM’nin meclis üyelerinin bir çoğun avukatlık mesleğini icra ediyor olmasına olmasına rağmen, stajer hakim ve savcılara devlet tarafından sağlanan aylık gelirden stajer avukatların faydalanamaması düşündürücü bir durum. Daha önce izah ettiğim gibi avukatlarda kamu hizmetini icra etmekteyken mesleğe yeni başlayacak olanların desteklenmemesi, avukatlık mesleğine olan inancı ve itibarı zedelemektedir. Ayrıca bizler aynı zamanda serbest meslek olarak faaliyet göstermiş olduğumuz için asgari düzeyde maddi ve manevi desteklenmeye ihtiyaç vardır.

Red.:Sizce Türkiye’deki nüfus arasında yeterince yasal farkındalık var mı?
O.Ö.:Avukatlık mesleğinin icrasında ki bir diğer problem aslında Türkiye’deki insanların haklara ve yasalara olan bakış açısı. Bizler avukat olarak mesleğimizi hukuk kurallarına itibar edildiği bir düzende, toplumda en doğru ve layıkıyla yerine getirebiliriz. Kanaatimce insanların temel hak ve özgürlükleri konusunda ve haklarını savunmada daha çok eğitilmeli ve cesaretlendirilmeli. Sosyal izlenimine göre şunu söyleyebilirim ki Türkiye’de ki genç nüfus bu konuda eskiye göre daha uyarlı ve yasal haklarını ve kazanımlarını korumada kendilerinden yaşça büyüklere göre daha istekliler. Toplumların farkındalığının arttırılmasında kanaatimce en önemli faktör farklı alanlarda çalışma gösteren STK’lar olacaktır. Toplum içerisinde aktif rol alan STK’ların varlığını, desteklenmesini çok önemli buluyorum. Çünkü bizler Avukat olarak yasal farkındalığı yüksek ve kanunda kendisine tanınan haklarını korumak isteyen bir toplumda mesleğimizi daha iyi icra edebileceğimizi düşünüyorum .
Bir şeye dikkat çekmekte fayda olacaktır. ‘’Namus’’ kavramı bizim dilimize Arapça ve Farsçadan gelmiştir. Arapça ve Farsçaya ise antik yunanda kullanılmak olan ‘’nomos’’ kelimesidir. ‘’Nomos’’ antik Yunancada ‘’ genel kurucu ilke, kural’’ anlamında gelecek şekilde kullanılmıştır.Tam şu noktada Heraklitos’un sözü akıllara gelmeli ‘’ Millet kaleleri uğruna dövüştüğü gibi, kanunları uğrunda da dövüşmelidir.’’ İşte verilecek bu savaşta biz avukatlar en önde olmalıyız. Bu mesleği uluslararası alanda icra ediyor olsak dahi daha önce izah ettiğimiz gibi insanların hayatlarına dokunduğumuzu ve insanların yasallara, haklara dair farkındalığın artmasına katkı sunmayı unutmamız gerekir.

Red.:Bir avukat olarak kendiniz üzerinde nasıl çalışıyorsunuz? Hedefleriniz ne?
O.Ö.:Ne yazık ki Türkiye’nin mevcut koşulları mesleğe başlarken kesin karar verilmesine imkan tanımıyor. Ancak kedime ilke olarak edindiğim ve elimden geldiğince denemeye çalışdığım şey: şartlar dahilin de en iyisini yapmak. Avukatlık kendini sürekli güncel tutman gereken ve yasal değişiklikleri takip etmek gereken bir meslek . Bu hususta mevzuatları ve kanunları sürekli okumak üzerinde düşünmenin faydalı olacağını düşünmekteyim. Ayrıca mümkün olduğunca meslektaşlarım, meslek büyüklerim ve üstatlarımla gerek sosyal platformlar üzerinden ve gerekse fiziki olarak vakit geçirme gayreti içersindeyim. Bu hususta daha çok Aile Hukuku alanında faaliyet gösterdiğimiz için üstadım Av. Sahra Düzgün Tucel’le ‘’Aile Hukuku Atölyesi’’ bünyesinde genç meslektaşlarla ve meslek büyüklerini bir araya getirebileceğimiz bir çalışma içerisindeyiz. Elbette daha çok Aile Hukuku ve Ticaret Hukuku alanında faaliyet göstermek isterim ancak ilerleyen zamanlarda karşımıza çıkacak başkaca fırsatlara her zaman açık olmak gerekir. Bence başarısız olmaktan daha kötüsü, deneme şansının olmayışıdır.

Kaynak: http://injuria.az/news/stajyer-avukat-onur-Ozkan-ile-musahibe-

Yorum Yap